11 Ocak 2013 Cuma

Türk Futbolunda Takım İçi Dengeler



Ne zaman transfer dönemi içerisinde olsak ve 3 büyüklerden bir tanesinin gündeminde dünyaca ünlü futbolcular olsa gerek medya gerekse bazı yöneticiler tarafından dillendirilen ve klişeye dönüşmüş bir söz var : Takım içi dengeler.

İsmi ve kariyeri dünya çapında olan yıldız futbolcunun alacağı yıllık ücret takımdaki diğer futbolcularınkinden bir hayli yüksek olacağından takım içinde kıskançlık yaratacağı ve bunun huzursuzluğa yol açacağı düşüncesiyle oluşmuş bir söz.

Peki gerçekten öyle mi?


Öncelikle futbol standartları  hala Avrupa'nın gerisinde olan bir futbol ülkesi olarak, profesyonellik konusunda da Avrupanın hatta dünyanın çok gerisinde olduğumuzu kabul etmeliyiz. Aşağıda 2012 yılında Real Madrid'te futbolcuların ne kadar kazandıklarını görebilirsiniz:



(acetobalsamico'ya teşekkürler)


Düzenli olarak forma giyemeyen Kaka 9 milyon Euro yıllık ücret alırken her maç oynayan Sergio Ramos onun tam yarısını (4.5) kazanıyor. Yine Mourinho'nun vazgeçilmezlerinden  Pepe 3.8 m £ kazanırken Di Maria ise sadece 2 m £ kazanıyor. Hamit ve Nuri bile Di Maria'dan daha fazla kazanırken siz hiç Real Madrid'de maaşlar yüzünden takım içi dengelerin bozulabileceğini düşündünüz mü? Bütün futbolcular büyük bir takımda oynadıklarının ve maksimun performans göstermezlerse kapı önüne koyulacaklarının farkındalar. Bknz.Nuri,Hamit,Granero.

Ülkemizdeki anlayışa gelecek olursak,benim görüşüm takım içi dengeleri yapılacak herhangi bir transferin bozamayacağı kadar sağlam haline getiren bir profesyonellik anlayışı ve kulüp kültürü oluşturmanız gerekir herşeyden önce. Futbolcunun işi parasını kazanıp futbolunu oynamaktır daha fazlası değil. Siz eğer futbolcularınızın maaşlarını geciktirmeden ödeyen bir klupseniz hiçbir futbolcunuzun konuşmaya hakkı yoktur. Ancak ülkemizde yıllardır olduğu gibi Türk futbolcuların maaşları geciktirilerek ödenirken,yabancı futbolcuların tıkır tıkır maaşlarının yattığı bir sistem var, bu çifte standartı tamamen ayrı tutuyorum. Bu durum futbolcunun da dengesini bozar takımın da. Kulüpler önce ayağını yorganına göre uzatarak tüm futbolcularının maaşlarını zamanında yatırmalı.Bu sistem oturduktan sonra hangi futbolcunun ne kadar kazandığını futbolcular arasında sorun edilmemeli.Kimseye silah zoruyla sözleşme imzalatılmıyor..Her malın bir piyasa değeri vardır,futbolcuların da öyle. Takım içi dengelerin hiç bozulmaması dileğiyle...









5 Aralık 2012 Çarşamba

Donetsk'te tarlalar sürülecek mi ?


Bildiğiniz gibi Şampiyonlar Liginde gruplar 4'er takımdan oluşuyor, grubu ilk 2 sırada tamamlayan takımlar üst tura çıkıyorlar. 3.takım Avrupa Ligine giderken, sonuncu takım ise evine gidiyor. Bazen bu gruplar son hafta maçlarından önce spekülasyonlara çok açık olacak şekilde şekillenebiliyorlar. Birçok kez örneğini gördüğümüz bu durum bu sene Şampiyonlar Ligi E grubu için de geçerli. Son hafta, grupta 3.sırada bulunan Chelsea kendi sahasında grubun en zayıf halkası Nordsjaelland'ı ağırlarken, grup 2.si Juventus Shaktar Donetsk deplasmanına gidecek. Buraya kadar herşey normal. İşin garipleştiği kısım ise, Juventus'un ve Shaktar'ın Chelsea'ye ikili averajda üstünlük kurması nedeniyle, Shaktar Donetsk Juventus maçının berabere bitmesi bu iki klubu el ele üst tura taşırken,Chelsea'nin 3.olarak kalmasını sağlayacak. Chelsea'nin Nordsjaelland'ı kendi sahasında farklı yeneceğini varsayarsak 10 puana ulaşacak,Shaktar Juve maçının beraberliği ise bu takımları 11 ve 10 ar puan yaparak ikili averajla üst tura taşıyacak.Yani Chelsea için tek çıkar yol gruptan çıkmayı garantilemiş Shaktar'ın Juventus'u yenmesi ve kendi maçını kazanması.



 Bahis siteleri ise tabiki bu durumun farkında. Normal şartlar altında 3.00 civarlarında bir beraberlik oranı olması gerekirken. 1.85 oran açılmış durumda ve iki taraftan birinin galip gelmesi süpriz olarak gözükmekte.Tabi meseleye hiç bakılmayan yönünden bakacak olursak amaçsız Ukraynalı bir Shaktar Donetsk amacı olan Chelsea Başkanı Rus bir Abramoviç tarafından teşvik edilir mi? Göreceğiz.Senaryolar bunlar.Bakalım Donetsk'te tarlalar sürülecek mi ? 

Fernando Torres vakası Chelsea'yi paranoyak mı yaptı ?


2012 Uefa Süper Kupa finalinin üstünden fazla zaman geçmedi. O maçı hatırlarsanız Atletico Madrid 90 dakika boyunca oyunu domine ederek Chelsea’yi tabiri caizse eze eze 4-1 yenmişti. İki takımı da tanımayan birine sorsalar o maça bakarak Şampiyonlar Ligi şampiyonunun Kırmızı Beyaz çubuklu formayı giyen taraf olduğunu sanabilirdi . Atletico Madrid her ne kadar takım olarak harika oynasa da sahada fark yaratan tek bir adamı vardı: Radamel Falcao…
Porto’da ilk senesinde liginde 25 maçta 19 gol Şampiyonlar Liginde  4 gol atmış ertesi sezonda Avrupa Liginde 16 maçta 18 gol atarak rekor kırmış kupayı kazanmış,sonraki sezon Atletico Madrid’de Avrupa Liginde 15 maçta 12 gol atıp yine turnuvanın gol kralı olarak farklı bir takımla kupaya ulaşmış bunları yaparken kendi liginde 24 gol atarak, Messi ve Ronaldo’nun ardından 2011 yılında İspanya Liginin en golcü 3.oyuncusu olmuş ,bütün bunların üstüne de Chelsea’yle oynanan Süper Kupa Finalinde birbirinden güzel 3 gol atarak atarak organizasyon tarihinin 2. Hat-trick yapan oyuncusu olmuş bir adam…
Yetenekleri ve ‘’winner’’karakteri dünya futbol kamuoyu tarafından kabul edilmiş bir yıldız o artık. Benim bu yazıyı yazmaya karar vermemin çıkış noktası ise size Falcao’yu anlatmak değil, Sporx.com sitesinde okuduğum bir haber… Haberde Chelsea kulubunden bir scout’ın Falcao’yu izlemek için Barnebeu’ya Real Madrid-Atletico Madrid derbisine geldiği tanınmamaya çalışarak(?)  notlar aldığı ve çok fazla topla buluşamadığı için hayal kırıklığına uğradığı belirtilmiş.Kaynak olarak İspanyol basını gösteriliyor ancak Marca mı As mı neresi olduğu belirtilmemiş.Aynı sitenin 4-1 lik Süper Kupa Finalinden sonraki başlığını da bu haberin görseliyle birlikte paylaşacağım ki durumun ilginçliğini burdan da görebilin diye.Her ne kadar bu haberin doğru olduğuna inanamasam da, doğru olduğunu varsayıp Chelsea kulubune,Abramovice,scout ekiplerine bazı sorularım olacak.
1-Brezilya pazarından 17 yaşında gelecek vaad eden futbolcu mu baktığınızı sanıyorsunuz?
2-Falcao River Plate'te oynarken onun farkına varmanız gerekmiyor muydu?
3-Porto’nun Falcao’yu 3 milyon Euro’ya alıp 58 milyon Euro’ya Atletico Madride sattığından haberiniz var mı?
4-Falcao hakkında birkaç ay önce oynadığınız ve size karşı 3 gol atıp kupayı kaldırdığı maç öncesinde hakkında bir not tutmuş muydunuz?
5-Siz kimsiniz?Kariyeri belli olan Falcao’yu izlemeye gitmek ve analiz yapmak sizin haddinize mi ?
6-Fernando Torres vakası sizi paranoyak mı yaptı ?
Başka sorum yok…